Konya Exports October 2014
243
tabi tutuluyor. Bu teminatlar yurtiçi ve yurtdışı bankalar-
dan sağlanıyor. Şirketin teminat mektubu vermesi gereki-
yor ama bazen bankadaki limitler, teminatın karşılığında
teminat yetersiz geldiği için bunu sağlayamayabiliyor.
Kefalet sigortası adı üstünde size kefil oluyor. Firma daha
ucuz maliyetlerle, belki de daha kolay bir biçimde riskini
sigorta şirketine satmış oluyor. Dolayısıyla kefalet sigortası
buradaki boşlukları ciddi anlamda dolduracak, teminat
sorununu ortadan kaldırarak firmaların iş yapma kapasite-
sinde de ciddi bir artışa neden olacak bir çözüm.
Konya’daki sanayici ve işadamları sigorta konusunda ne
kadar bilinçli?
Konya yeniliklere açık bir şehir. Teknolojik yeterlilik açısın-
dan baktığımızda Konya sanayisi ciddi anlamda gelişiyor.
Şirketlerimizin genellikle öz sermayesi kuvvetli. Tabii global-
leşme çabaları, yeni müşteriler ve pazarlar şirketlerin sigor-
ta ihtiyacını artırıyor. Örneğin Avrupa’daki müşteri “Benim-
le çalışacaksan, sözleşme yapacaksan ürün sorumluluk
sigortasına ihtiyaç var. Ürünlerinle ilgili hataları ben tolere
edemem” diyor ya da ihracat yapacak nakliyat sigorta-
sına ihtiyaç duyuyor. Firmaların dünyayla entegre olma
çabaları sigortaya ihtiyacı da ciddi anlamda artıyor.
Konya bu sürece hızlı adapte olan şehirlerden biri ama
bunu anlatmak lazım. Sektörümüzde endüstriyel anlamda
çok fazla çalışan meslektaşımız olmadığı gibi Konya’da
da yok. Bu nedenle Konya sigortacılık açısından güzel bir
pazar. Sürekli tesisler kuruluyor, yeni yatırımlar yapılıyor.
Sektörde yaşadığınız sıkıntılar neler?
Endüstriyel sigortalar alanında en büyük sıkıntı sigorta
bedellerinin doğru tespit edilememesi. Bir işletmeye
girdiğimizde binasının bedelini, emtialarının, makinelerinin,
elektronik cihazlarının, demirbaşlarının sigorta bedelleri
açısından değerleme yöntemi vardır. Bunların neye göre
tespit edileceğini sigortacının firmaya anlatması gere-
kiyor. Bunların doğru bedellerle tespit edildiği takdirde
hasar anında sigorta şirketi size doğru bir ödeme çıkarır.
Firmalarda genellikle karşılaşılan şu: Fabrikanın yapım
maliyeti 10 milyon TL, firma 2 milyon TL yeter diye sigortayı
yaptırıyor. Hasar anında 2 milyon TL ödeme alacağını
düşünüyor. Halbuki olay böyle değil! Yönetmelikte eksik
sigorta dediğimiz bir uygulama vardır ve tüm sigorta
şirketleri bunu uygular. Hasar anında sigorta şirketi aradaki
farkı yüzdesel olarak hesaplar. Örneğin “Yüzde 80 eksik
sigorta var” diyerek hasarınızın da yüzde 80’ini düşerek
öder. Biz hasar hizmeti veren de bir şirketiz ve işin detay-
larına hakimiz. Bu tecrübemizle firmayı doğru poliçe için
yönlendirebiliyoruz. Dolayısıyla sigorta hasarda ödeme
yapması amacıyla yapılıyor. Başlangıçta doğru bedellerle
poliçelendirilmezse sonuç hüsran oluyor. Çünkü çözüm
üretemiyorsunuz, hasar olduğu anda poliçede yazanlar
önemli. Müşterilerimizin mağdur olmaması için bu konula-
ra çok önem veriyoruz.
Hasar Anında Kiminle Muhatab Olacagınızı Ögrenin
Sigorta şirketlerinin hepsinin yapısı aşağı yukarı aynı,
bu nedenle hepsiyle çalışılabilir. Ancak burada önemli
olan sigorta şirketiyle aranızdaki aracının kim olduğu. Bir
broker mı, banka mı, sigorta acentesi mi? Bu aracıya
“Teknik bilginiz yeterli mi? Yurtiçinde ve yurtdışında hasar
anında bana hizmet verebiliyor musunuz? Yeni ürün
geliştirme anlamında nasılsınız? Risk analizi yapabilme
kapasiteniz var mı” gibi sorular sorulabilir. Ayrıca acente-
nin şirketinizin ekibine örneğin muhasebe departmanına
eğitim verebilmesi de önemli. Çünkü siz piyasadan farklı
yerlerden teklif istiyorsunuz ve bu satın alma süreci de
bilgi gerektiriyor. Hasar anında kiminle muhatap oluna-
cağı da çok önemli, bunu da mutlaka sorun. Sigorta
şirketi yerine acenteyle muhatap olunması şirketler için
bir avantaj. Çünkü sigorta şirketleriyle telefonda sürekli
kontak kurmak mümkün değil. Biz işin içindeyiz, hasar de-
partmanını, çözümün hangi departmanlardan sağlana-
cağını biliyoruz. Haliyle firmanın bize bir telefon açması
yeterli oluyor.